İlk bakışta herhangi bir özelliği olmayan eski bir defter gibi gözüküyor... Üzerindeki "Yüzbaşı Efendiye Aid Defterdir" yazısını
okuduğumuzda da pek fazla bir fikre sahip olamıyoruz.
Ancak içine baktıkça, defterin ne olduğu hakkında bilgi edinmeye başlıyoruz... Birinci sayfasında "Mevadd-ı Kanuniyye" başlıklı bir sayfalık yazı Seferberlik Kanunu'ndan alınmış ilk üç maddeyi içeriyor. Altında ise kurşun kalemle yazılmış "20 Temmuz 331 (1915)" tarihi yer alıyor. Defterin ilerleyen sayfaları cetvel formatında hazırlanmış. "Sıra Numarası", "Pederinin İsmi ve İsmi", "Memleket" ve "Mühür Mevkii" başlıklarının altında tam 687 askere ait bilgiler ve mühürleri basılı. Defteri biraz daha inceleyince mühürlerin niçin basıldığını anlıyoruz: "Aşağıda yazılan seferberliğe aid firariler hakkındaki kanunun bu maddesini birer birer anladık. Firar edersek doğrudan doğruya kendimiz mes'ul kalacağımıza dair mühürledik"
Birinci Dünya Savaşı'nın bütün hızıyla devam ettiği, Çanakkale'de çarpışmaların tüm şiddetiyle devam ettiği yıllarda bir yüzbaşı tarafından tanzim edilen bu defterde Anadolu'nun hemen her yerinden gelme asker ismi mevcut. Çizelgenin kimi bölümlerini okudukça hüzünlenmemek elde değil. İşte Bir örnek: 269. sırada bulunan Konyalı Ahmed oğlu Ahmed'in mühür sütununda mühürü yok!... Sebebini mühür bölümüne yazılmış tek satırlık yazıdan anlıyoruz: "28 Haziran 331 tarihinde şehid olmuştur." Kimi sütunların karşılığında ise ya "Hastanede" yazılı, ya da "Anafartalar" yazılı... Anlıyoruz ki defterin sahibi olan yüzbaşının kıtasının hatırı sayılır bir bölümü de yaralanarak hastanelere sevk edilmiş veya Anafartalar cephesine gönderilmiş...
Çanakkale'de verilen büyük mücadelenin izlerini taşıyan bu defter içeriğindeki bilgiler bir yana bırakılsa bile bu haliyle ünik efemera birikterenler için canlı bir tarih belgesi gibi.
Toplam 21 sayfa, 20x29 ebadında
Yalnızca 130$
Defterden bir sayfa